4/30/2009 06:15:00 ÖS | Posted in , ,

 

Mehmet Kayhan YILDIZ/KONYA, (DHA)

Konya'da 8. sınıf öğrencisinin resim yarışmasından kazandığı İtalya gezisine okul yönetiminin çocuklarıyla gittiği iddia edildi. Okul yönetimi bu konuda açıklama yapmazken olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

İTALYA YERİNE KURŞUN KALEM HEDİYE

ilknur_karaaslan-3 KONYA'da Ahmet Haşhaş İlköğretim Okulu 8'inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki İlknur Karaaslan, AB destekli resim yarışmasında kendisinin birincilik elde ettiğini, 10 arkadaşının da başarılı olduklarını, ödül olarak da İtalya gezisi kazandıklarını söyledi. Ancak geziye kendilerinin götürülmediğini belirten Karaaslan, yerlerine bazı öğretmenlerin çocuklarıyla birlikte gittiğini iddia etti. Öğretmenlerinin İtlaya'dan kendisine hediye olarak kurşun kalem getirdiğini kaydeden İlknur Karaaslan, olayı dilekçeyle Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirerek şikayetçi oldu. Konya İl Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin, olayla ilgili idari soruşturma başlattığını açıkladı.

ilknur_karaaslan-2 Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları kapsamında, Ulusal Ajans tarafından kabul edilen 'Çevremiz ve Kültürümüz' adlı proje için öğrenciler arasında 'dosya kapağı resim yarışması' düzenlendi. 8'inci sınıf öğrencilerinin katıldığı ve İtalya seyahati ödüllü yarışmayı, 'çift başlı kartal üzerine, projeye katılan ülkelerin bayraklarının tasvir edildiği resimle' İlknur Karaaslan kazandı. Ödül olarak Karaaslan'la birlikte yarışmaya katılan ve başarılı olan 10 öğrenci, başlarında bir öğretmenle İtalya'ya davet edildi. Ancak iddiaya göre başarılı öğrencilerin yerine, bazı öğretmenler kendi çocuklarıyla birlikte İtalya'ya gitti. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçeyle başvuran İlknur Karaaslan, "Öğretmenlerimiz beni ve diğer arkadaşlarımı İtalya'ya götürmedi. Çocuklarıyla birlikte kendileri gitti. Öğretmenlerimiz hakkımızı yedi" dedi. 1 hafta süren gezi dönüşü öğretmenlerin kendisine hediye olarak kurşun kalem getirdiklerini söyleyen İlknur Karaaslan, sorumluların cezalandırılmasını istedi.

'HAKKIMIZI YEDİLER'

Yaşanan olayların ardından büyük bir hayal kırıklığına uğradığını belirten İlknur Karaaslan şunları söyledi:

ilknur_karaaslan-4 "Hazırlanan proje kapsamında dosya kapağı resmi yarışması düzenlediler. 34 kişilik sınıfta yarışmaya katılanlar İçerisinden sadece benim resmin birinci seçildi. Birinci olanın da, proje kapsamında hediye olarak İtalya'ya götürüleceği söylendi. Benimle birlikte 10 öğrenci daha gidecekti. Ben resim yarışmasında birinci olduğum için, diğerleri de başarılı oldukları için gidecekti. Ama İtalya'ya giderken bin 500 TL para talebinde bulunuldu ve sadece parayı verebilenlerin gideceğini söylediler. Ben aileme durumu anlattım. 'Ne olursa olsun parayı karşılarız' dediler. Ben gerekirse parayı bulurdum. Ama götürmek istemediler. Diğer arkadaşlarım da gidemedi. Öğretmenlerim de, çocuklarıyla gitmeyi tercih etti. O yüzden biz de bir şey diyemedik. Yarışmayı kazandığım zaman, 'oraları ben de görüp gezerim' diye düşünmüştüm. Ama, hakkımızı yediklerinde hepimiz çok üzüldük. Sadece ben değil, diğer öğrenciler de üzüldü. Ama onlar sadece 'okulumuzu bitirelim yeter' diye düşündüler ve şikayet dilekçesi yazmadılar. İtalya'dan gelirken bana bir tane kurşun kalem getirdiler."

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Kabul edilen projelerle ilgili yol ve konaklama gibi masrafların Ulusal Ajans tarafından karşılandığını belirten Konya Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin iddiayla ilgili şunları söyledi:

"Öğrenciden para istenmesine gerek yok. Masrafları Ulusal Ajans karşılıyor. Bize proje uygulaması sırasında herhangi bir olumsuzluk ulaşırsa inceleme yaptırırız. Ahmet Haşhaş İlköğretim Okulu ile ilgili de bize şikayetler oldu ve incemele başlattık. Şu anda idari soruşturma devam ediyor. Henüz sonuçlanmadı. Bu projenin uygulamasında herhangi bir hukuksuzluk ve kuralsızlık söz konusu olursa, sonuçları neyse, görevliler sonucuna katlanacak."

MÜDÜRÜN ÇOCUĞU DA KATILMIŞ

Okul Müdürü Şükrü Altay da soruşturmanın sürdüğünü belirterek, konuşmak istemediğini söyledi. Öğrencilerden herhangi bir para talebinde bulunulmadığını iddia eden Altay, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gerekli bilgileri verdiğini söyledi. İtalya gezisine kendi çocuğunun da katıldığını söyledi. İtalya gezisine katılan öğretmen ve öğrenciler şunlar:

'Ahmet Haşhaş İlköğretim Okulu Müdürü Şükrü Altay ve kızı 8'inci sınıf öğrencisi Ezgi Altay, Müdür Yardımcısı Aydın Meral ve 5'inci sınıf öğrencisi oğlu Furkan Meral, okulun İngilizce öğretmeni Canan Taş, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Hasan Hüseyin Çibuk, bir başka okulda babası sınıf öğretmeni olan 8'inci sınıf öğrencisi Alaaddin Ateş"

GEZİ, OKULUN İNTERNET SİTESİNDE

Br hafta süren İtalya gezisi okulun resmi internet sitesinde de yayınlandı. İnternet sitesinde 2 okul yöneticisi ve öğretmenlerin isimleri geçerken öğretmen çocuklarının isimleri yayınlanmadı. İtalya'da çekilen fotoğraflarla verilen geziyle ilgili olarak internet sitesinde şunlar yazıldı:

"25.11.2008- 02.12.2008 tarihleri arasında proje koordinatör ortağımız olan İtalya/Taranto'daki Scuola Secondaria L. Pirandello okuluna ilk ziyaretimizi okul müdürü Şükrü ALTAY, Aydın MERAL, Hasan Hüseyin ÇİBUK ve Canan TAŞ ile gerçekleştirdik. Toplantımız gayet güzel ve verimli geçti. Bizleri sıcak bir ilgi ile karşıladılar. Çalışmalarımız süresince proje konumuz olan 'Kültürümüz ve Çevremiz' ile ilgili çok sayıda gezi ve inceleme programları düzenlediler. Okul ve eğitim- öğretimleri hakkında az da olsa bilgilenme fırsatı bulduk. Ülkemizi ve okulumuzu güzel bir şekilde tanıtma imkanı bulduğumuza inanıyoruz. Bu toplantıda iki yıl sürecek proje ilgili planlamalar yaptık. İyi bir izlenimle bu ülkeden ayrıldık."

http://www.cumahashas.k12.tr/cms/index.php?option=com_frontpage&Itemid=96

Okul iletişim bilgileri:

Şeyh Şamil Mahallesi Semt pazarı Bitişiği
Selçuklu
KONYA
TÜRKİYE
42070

E-posta:     cumahashas@gmail.com
Telefon:     0 332 248 24 35
Fax:     0 332 248 16 19

 

30 Nisan 2009

Category: , ,
��
2/03/2009 05:14:00 ÖÖ | Posted in , , ,

ataturk1 Ülkemizin sinsi tertiplerle nerelere getirildiğini kendi gözlerinizle görün. Atatürk'ün: "Kendilerini yöneten hükümetin icraatına katlananlar, o icraata katılmış sayılırlar" sözünü anımsayarak izleyiniz. Siz de Benim gibi dehşete kapılacaksınız.

Tabi, (başta bakan olmak üzere) aynı gerici-tarikatçı kafalar Üniversitelere de el atmaktan geri kalmadı. Atadıkları YÖK başkanından, rektörlerden, Üniversitelerde Atatürkçü öğretim görevlilerine uygulanan kıyımdan belli değil mi !


  1. 9 Ağustos 2006 tarihinde, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum tanıtım yönetmeliğinde yapılan bir değişiklikle, Okulların adındaki, Türkiye Cumhuriyeti ibaresi Kaldırıldı.

  2. Milli Eğitimde, Yönetici Atama Yönetmeliği, değiştirildi.

  3. Özel yurtlar yönetmeliği değiştirilerek, bu yurtlarda dinsel propaganda yapmak suç olmaktan çıkarıldı.

  4. 700 e yakın imam kurumlar arası nakil yoluyla, Milli Eğitim kadrosuna geçti.

  5. Temel Eğitim politikalarını belirleyen.,kitapları inceleyen ve programları hazırlayan, Talim Terbiye Kurulu’nun, sadece tüm üyeleri değil, 167 uzmanı da Görevden uzaklaştırıldı.

  6. 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda yapılan değişikliklerle, Önce yardımcı ders kitaplarının ve Eğitim araçlarının, sonrada ders kitapları Ve Öğretmen Kılavuz kitaplarını inceleme ve denetleme yetkisi, Talim Terbiye Kurulundan alındı.

  7. Baş Bakan Erdoğan, “ Onuncu Yıl Marşını” okumakla Türkiye Raylarla Donanmıyor. Bu işler lafla olmuyor. Marşı oku demir ağlarla ör. Neyi ördün yahu neyi. Ama bak biz örüyoruz. Öreceğiz inşallah.

  8. Dada da devam edeceğiz. Demir ağlarla ördük diye bunlar konuşuyorlar. “Neyi örmüşler” açıklamasını yaptı.

  9. “Onuncu Yıl Marşı” ders kitaplarından çıkarıldı. Beyoğlu Belediyesi’nin, ilköğretim öğrencilerine dağıttığı Resimli Trafik Rehberi’nde Şu ifadeler yer alıyor. Kuşkusuz trafik kazaları da diğer büyüklü küçüklü bütün olaylar gibi, Taktiri İlahidir. Çünkü her şey Allah’ın taktirine bağlıdır. Onun ilminin dışında bir şey olamaz. Hatta bir yaprak dahi onun izni olmadan kıpırdayamaz.

  10. Bu bakımdan bazılarının ”vatandaş trafik kazaları kader değildir” teraneleri bizim Tevhidi Birlik esası üzerine kurulu inançlarımıza aykırıdır.

  11. Yeni ders kitaplarında, Padişah Vahdettin ile, Damat Ferit’in İngilizlerle işbirliği yaptığı anlatılmıyor. Yeni ders kitaplarında, Atatürk’le Vahdettin arasında uyum olduğunu çağrıştıran ifadeler bulunuyor.

  12. Yeni ders kitaplarında, Padişah Vahdettin in İngilizlere sığındığı bilgisi bulunmuyor.

  13. Yeni ders kitaplarında Halifeliğin kaldırılışı, Laikliğe geçişin büyük adımı olarak ele alınmıyor.

  14. 8. sınıflarda okutulan “İnkılap Tarihi” kitabından, Atatürk’ün eşi Latife Hanımın başı açık fotoğrafı çıkarılıp, yerine başı örtülü fotoğrafı kullanıldı.

  15. Yine 8. sınıflarda okutulan ”Din Kültürü Ahlak Bilgisi” kitabında tarikatlar, yeni bir anlam yüklenilerek övülüyor.

  16. Yeni ders kitaplarında, Laiklik tanımlanırken, laikliğin dinsizlik olarak algılanmasını sağlayacak, “dini olmayan şey” ifadesi kullanılıyor.

  17. Liseler için hazırlanan ders kitaplarında, Atatürk’ün Nutku (Söylevi) konulmazken, “Türkler bir milyon Ermeni’yi ve otuz bin Kürdü katletti” diyen yazar Orhan Pamuk’a yer veriliyor.

  18. Yeni ders kitaplarında Şeyh Sait ayaklanmasının Adı ”Doğu İsyanı” olarak değiştirilirken, Şeyh Sait’in tarikat lideri olduğu ifadesine yer verilmiyor.

  19. 2 Ekim1920’de Konya’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı İngiliz ve Fransızların desteği ile başlayan “Deli Baş Mehmet” isyanı ve isyancıların başı Deli Baş Mehmed’in bir İngiliz Rahibi’nin yardımıyla Yunanistan’a sığınması yeni kitapta yer almıyor. Evliya olarak anılıyor.

  20. İlköğretim öğrencileri için başlatılan “100 Temel Eser” uygulamasıyla yayınlanan kitaplara, Atatürk, Cumhuriyet ve laiklik karşıtı ifadeler, yabancı masal kahramanlarının diyaloglarına İslami söylemler serpiştirildi. Tarikat liderlerinin yasaklanmış kitapları, takma adlarla öğrencilere sunuldu.

  21. “100 Temel Eser” uygulanmasından bazı örnekler,

  22. Mendilin ipeklisi
    Tarlanın keseklisi
    İyi olur oğlanlar
    Karının göbeklisi.

    Ecevit in kafası
    Cum Sezer’in sopası
    Aptal olduk hepimiz
    Kafaları kopası

    Öküzü saldım çifte
    Sırtımda güllü küfe
    Aç gireyim koynuna
    Döndük Cumhuriyete.

  23. Bazı Liselerin İnternet sitelerinde irtica propagandası yapan yazılardan örnekler Laiklik kavramını istismar ederek insanımıza dünyayı dar etmeye çalışanların Cumhuriyet tarihi boyunca Laiklik kavramı üzerinde ittifak ettikleri tek konunun bu kavramı cadı kazanı gibi kaynatıp, inanç ve fikir sahiplerini, bu kazanda eritme olduğuna şahit olmuş bir kuşağız.

  24. Evlenmeden birkaç gün önce resmi nikah denen uyduruk formalite, kimseyi davet etmeden gözlerden ırak bir şekilde tamamlansın. Böylece bizim nazarımızda İslam nikahın nikah olduğu, resmi nikah ise, beş paralık kıymeti olmayan bir formalite olduğu, dosta düşmana ayan beyan ispat edilmiş olur.

Atamızın Eğitimle ilgili şu söylediklerini unutmayalım:

ataturk_1j Cumhuriyet'in temelinin laik bir dünya görüşüne dayalı olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve bu gerçek gözden kaçmamalıdır. Zira Türk halkı teokratik yönetimden çok ızdırap çekmiştir. Geri kalışının nedenleri arasında bunun önemli bir yeri vardır. (1930, Kırklareli) (Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, AKDTYK. Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999, s. 437)

Eğitimdir ki, bir ulusu ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır, ya da bir ulusu esaret ve sefalete terk eder.

Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni takip etmeye söz vermişsiniz. İşte ben özellikle bu sözden çok duygulandım. Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar yorulmadan ne demek ? Yorulmamak olur mu ? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her canlı için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani, yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. ..dinlenmemek üzere yürümeğe karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. (1937, Ankara) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 327-328)

Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün mana ve şekliyle uygar bir toplum haline getirmektir . İnkılâplarımızın ana ilkesi budur. Bu gerçeği kabul edemeyen zihniyetleri darmadağın etmek zaruridir. Şimdiye kadar milletin, beyinlerini paslandıran, uyuşturan bu zihniyette bulunanlar olmuştur.

CUMHURİYET, FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR, İRFANI HÜR KADINLARIN ELLERİNDE AYDINLIĞA ULAŞACAKTIR

��