11/13/2006 02:34:00 ÖÖ | Posted in ,
SOL YANIM
(Küçük bir kızın mezar ziyareti)



Merhaba anne yine ben geldim
Merak etme okuldan çıktımda geldim
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali okula gitmezsem annem çok kızar merak eder
Öğretti sağımı solumu
ben biliyorum anne sağım neresi solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu şimdi iyi biliyorum anne

Hani geçen geldiğimde şuram acıyor şuram işte demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya ağrıyan yanımı anne
Bak Şimdi söylüyorum
Şuram işte “Sol Yanım” çok acıyor anne
Hem de her gün acıyor anne, her gün
Dün sabah annesi Ayşe’nin saçlarını örmüştü
Elinden tutup okula getirdi
Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi
Bende ağladım ağladım işte utanmadım
Öğretmen ne oldu dedi
Düştüm dizim çok acıyor dedim, yalan söyledim anne
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne

Bugün bende saçım örülsün istedim babam ördü ama onunki gibi olmadı
Dantel yaka istedim babam ben bilmem ki kızım dedi
Bari okula sen götür dedim babam e kızım iş dedi
Bende “bana ne” dedim ağladım
Kızım ekmek dedi babam
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne
Ha bide sol yanım çok acıdı anne

Herkesin çorapları bembeyaz benimkiler gri gibi
Zeynep annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş dedi
Babam hepsini birden yıkıyor
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne
Uff babam
Her gün domates peynir koyuyor beslenmeme
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün börek pasta kurabiye getiriyor
E biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne
Hava kararıyor ben gidiyim anne
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi
Duyarsa kızmaz ama
Çok üzülür biliyorum
Kim bozuyor toprağını çiçeklerini kim koparıyor
İzin verme anne
Ne olur
Toprağına el sürdürme
Eve gidince aklıma geliyor birde bunun için ağlıyorum anne

Eve gidince aklıma geliyor birde bunun için ağlıyorum anne
Bak kavanoz yanımda toprağından bi avuç daha alıyım
Biliyor musun anne
Her gelişimde aldığım topraklarımı şu kavanozda biriktirdim
Üzerine de resmini yapıştırdım başucuma koydum
Her sabah onu öpüyorum kokluyorum
Kimseye söyleme anne
Bazen de konuşuyorum onunla
Ne yapıyım seni çok özlüyorum anne
Ha unutmadan öğretmen yarın anneyi anlatan bi yazı yazacaksınız dedi
Ben babama yazdıracağım
Öğretmen anlarsa çok kızar ama
Bana ne kızarsa kızsın
Ben seni hiç görmedim ki
Neyi nasıl anlatacağım anne
Senin adın geçince
Sol yanım acıyor anne

Hiçbir şey yutamıyorum
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum
Kağıda da böyle yazamam ya anne
Ben gidiyorum anne
Toprağını öpiyim sen de rüyama gel, sende beni öp
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısı ile uyanıyorum anne
Sol yanım acıyor anne
İşte tam şurası
Sol yanım çok acıyor anne
Seni çok özledim
Çok
Anne

BEDİRHAN GÖKÇE



Category: ,
��
9/23/2006 01:19:00 ÖS | Posted in
Gençleri Allah’tan çok ÖSS korkutuyor




Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) gençlerin en büyük korkusu olmaya devam ediyor. Gençler arasında yapılan bir anket, gençlerin Allah’tan çok ÖSS’den korktuğunu ortaya çıkardı.

ULUSLARARASI Politik ve Strateji Araştırmalar Merkezi (UPSAM), 17 ilde 1850 lise 1, 2 ve 3. sınıf öğrencilerine 38 soru yöneltti. Haziran ayında yüz yüze yapılan "Gençler Hayatı Nasıl Algılıyor" başlıklı ankette "Hayatta en çok korktuğunuz şey" sorusuna gençler sırasıyla, "Sevdiklerimi kaybetmekten, ÖSS’den, yalnızlıktan, açlıktan, hayattan, Allah’tan, yükseklikten, kalabalıktan, karanlıktan, ölmekten, başarısızlıktan, cin ve periden, böcekten, sınıfta kalmaktan" yanıtını verdiler.

SİGARA ÇOK YAYGIN

Gençlerin yüzde 72’si sigara kullandığını söylerken, yüzde 24’ü kendini tiryaki olarak niteledi. Yüzde 22’lik bir kesim ise günde bir paket sigara içiyor. "Hiç alkol kullandınız mı" sorusuna yüzde 66’sı evet dedi. Yüzde 40’lık kesim özel günlerde, yüzde 35’i arada sırada alkol aldığını söylerken, yüzde 17’lik kesimin her gün demesi ise dikkat çekti.

UYUŞTURUCU SORUNU

"Hiç uyuşturucu kullandınız mı" sorusuna gençlerin yüzde 26’sı evet derken, yüzde 65’i ise bir kere denediğini söyledi. "Bunları kullanırken sizi etkileyen faktörler neydi" sorusuna ise "Okul ve ailevi problem (yüzde 28), arkadaş çevresi ve özenti (yüzde 25), merak (yüzde 17)" yanıtı verildi.

İDOLÜ POLAT ALEMDAR

Gençlerin idolleri sırasıyla "Polat Alemdar, anne, baba, öğretmen, abi, Atatürk, Hülya Avşar, Recep Tayyip Erdoğan, Alpacino, Hz.Muhammed, Seray Sever, Aziz Yıldırım" olarak belirlendi. Gençlerin en çok beğendiği sanatçılar sırasıyla Sezen Aksu, İsmail YK ve Tarkan olurken, İsmail YK’nın "Allah B..... Versin" parçasının revaçta olmasına dikkat çekildi.

ŞİDDET GÖRÜYORLAR

Gençlerin yüzde 74’ü şiddet gördüklerini dile getirirken, şiddeti en çok baba, abi, öğretmen, anne ve arkadaşlarının uyguladığını ifade etti. "Okulda herhangi bir çetenin içinde misiniz2 sorusuna yüzde 26’lık bir kesim evet derken, yüzde 12’si ise yanıt vermek istemediğini söyledi.

KİTAP OKUMUYORLAR

Gençlerin yüzde 46’sı en son ne zaman kitap okuduğunu hatırlamazken, yüzde 33’ü "uzun zaman önce" demekle yetindi. Buna karşılık gençlerin yüzde 43’ü internette sohbet odalarına girdiklerini, yüzde 23’ü porno sitelerine baktıklarını, yüzde 15’i ise oyun oynadıklarını söyledi.


Category:
��
9/16/2006 01:13:00 ÖS | Posted in


OECD: Türk öğrencilerin matematiği zayıf


OECD 2006 raporuna göre Türkiye, eğitime en az pay ayıran ülkelerden biri. Türk öğrencilerin matematik performansları da çok düşük.

ANKA - ANKARA - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 2006 raporuna göre Türkiye gayrisafi yurtiçi hasıladan (GSYİH) eğitime en az pay ayıran ülkeler arasında. Türk öğrencilerin matematik performasları üye ülkelerin ortalamasının altında. Türk öğretmenlerin maaşları GSYİH'ye oranı açısından ise üst sıralarda.
Raporda, OECD'ye üye ülkelerde 15 yaşındaki öğrenciler arasında yapılan matematik bilgi performansında Finlandiya, Kore ve Hollanda diğer ülkelerdeki ortalamadan yüksek başarı sağlarken Türkiye başarı sıralamasında sonlarda yer aldı.

Türkiye en geri 11 ülke arasında
Avrupa ülkelerindeki öğrenciler matematik bilgisi açısından 'tatminkâr' sıralarda bulunurken, Türk öğrencileri OECD'deki en geri 11 ülkenin öğrencileri arasında kaldı. Rapora göre, Türkiye, öğretmen maaşlarının kişi başına düşen GSYİH'ya oranı açısından iyi durumda olan ülkeler içinde. Macaristan, İzlanda, Norveç, Polonya ve İsrail öğretmen maaşları açısından en düşük; Kore, Meksika ve Türkiye en yüksek ülkeler oldu. Rapordaki diğer tespitler ise şöyle:

  • OECD ülkelerinde eğitim harcamaları GSYİH'nin ortalama olarak yüzde 5.9'una denk düşüyor. Söz konusu oran Türkiye'de yüzde 3.7, İzlanda'da ise yüzde 8.
  • Ortalama bir OECD ülkesinde öğrenci başına yapılan harcama ilköğretim düzeyinde yılda 5 bin 450 dolar, ortaöğretimde 6 bin 962 dolar, yükseköğretimde 11 bin 254 dolardır. OECD ülkeleri ilk ve ortaöğretim süresi boyunca öğrenci başına ortalama 77 bin 204 dolar harcamaktadır.

    Yükseköğretimide özel finansman

  • OECD üyesi ülkeler arasında yükseköğretim kademesinde öğrenci sayısının yüzde 10'dan az arttığı ülkeler Avusturya, Kanada, Danimarka, Almanya, İtalya, Hollanda ve Türkiye oldu.
  • Yükseköğretim kademesi için özel finansman oranı Danimarka, Finlandiya, YunJustify Fullanistan, Norveç ve Türkiye'de yüzde 5'ten az. Avustralya, Japonya, Kore, ABD ve Şili'de ise yüzde 50'den fazla. Özel finansmanın çoğu özellikle öğretim ücretleri şeklinde hane halklarından gelmektedir. Ülkelerin dörtte birinde öğretim ücreti alınmamakta olup, diğer ülkeler arasında ücret düzeylerinde değişiklik görülmektedir.
  • Category:
    ��
    9/15/2006 06:27:00 ÖÖ | Posted in
    Gizem'in artık okul önlüğü var

    Kızılay, ailesi evinden çıkarılan Gizem 'e sahip çıktı


    Kızılay, ailesi evden çıkarılan Gizem'e sahip çıktı.
    FOTĞRAF: Demet ÖZTÜRK
    DHA


    DHA - KAYSERİ - Kira ödeyemedikleri için ev sahibi evden çıkarınca ailesiyle sokakta yaşamaya başlayan, önlüğü olmadığı için kayıt edildiği ilköğretim birinci sınıfına başlayamayan yedi yaşındaki Gizem Tuna'ya Kızılay sahip çıktı. Kızılay Kayseri Sağlık Merkezi Müdürü Ünal Yüksel, Gizem'e önlük, çanta, kırtasiye ve tüm okul giderlerini içeren bir set aldı. Önlüğünü giyip, çantasını sırtına takan Gizem Tuna, dün de okula gidemedi. Sabit bir adreslerinin olmaması, okula başlamasını yine geciktirdi. Kızılay Şube Başkanı Ayhan Uzandaç, "Tuna ailesine ev arıyoruz. Bir yıllık kirayı ödeyeceğiz. Baba Ali Tuna'nın iş bulmasına yardımcı olacağız." dedi.

    Category:
    ��
    9/13/2006 08:26:00 ÖÖ | Posted in








    Gizem'in ne evi ne de önlüğü var


    Ailesi evinden çıkarılan Gizem, kayıt yaptırmasına karşın okula başlayamadı.
    FOTOĞRAF: DEMET ÖZTÜRK / DHA



    DHA - KAYSERİ - Kiralarını ödeyemedikleri için oturdukları evden çıkarılıp 15 gündür Kayseri sokaklarında yaşayan Tuna ailesinin yedi yaşındaki kızı Gizem, Argıncık Selçuk İlköğretim Okulu'na kayıt yaptırılmasına karşın, önlük ve diğer okul ihtiyaçları karşılanamadığı için okula başlayamadı. Arkadaşları okulda ilk gün heyecanını yaşarken, sessizce sokakta oynayan Gizem, tek hayalinin okuluna gitmek olduğunu, doktor olmak istediğini söyledi. Eşi ve 17, yedi, dört ve ikibuçuk yaşlarındaki dört çocuğuyla sokakta kalan ortopedik özürlü ve iki yıldır işsiz baba Ali Tuna'ysa hayırseverlerin verdiği yemeklerle karınlarını doyurduklarını söyledi.
    Category:
    ��
    9/06/2006 02:57:00 ÖS | Posted in

    Van'daki kurs mucizesi


    Van Öğretmenler Derneği, dershaneye gidecek parası olmayan öğrencilere OKS kursu açtı. Öğretmenlerin hiçbir ücret almadan çalıştırdığı 320 öğrenciden 223'ü fen ve Anadolu liselerini kazandı.

    GÜLAY ÖZEK (Arşivi)
    VAN - Doğudan, "İşte benim öğretmenim ve öğrencim" dedirten bir başarı öyküsü... Öğretmenler Derneği'nin (VÖDER) Van'da dershaneye gitme imkânı olmayan öğrenciler için açtığı OKS kursuna katılan 320 kişiden 223'ü fen, Anadolu, Anadolu öğretmen ve Anadolu meslek liselerini kazandı. Hiçbir ücret almadan kursta ders veren öğretmenlerle elde edilen başarı özel dershaneleri bile kıskandırdı.
    Van'da eğitim alanında yaptığı birçok faaliyetle adından sıkça söz ettiren Van Öğretmenler Derneği, düzenlediği OKS kursuyla 223 öğrenciye Fen lisesi, Anadolu öğretmen lisesi, Anadolu lisesi ve Anadolu meslek lisesinin kapılarını açtı. Dernek bünyesindeki öğretmenler, dar gelirli 320 öğrenci için hiçbir ücret almadan OKS'ye hazırlık kursu açtı. 140 öğretmenin görev aldığı kursta öğrenciler, bir yıl boyunca toplam 350 saat matematik, Türkçe, fen ve sosyal bilgiler dersleri gördü. Yıl boyunca öğrencilere 40 deneme testi yapılırken, her öğrenciye dört matematik, Türkçe, fen ve sosyal bilgiler kitapları ve 350 sayfa test verildi.
    VÖDER Başkanı Aslan Sinir, açtıkları kursa katılan 320 öğrenci arasında OKS'de başarı gösteren altı öğrencinin Fen lisesi, 17 öğrencinin Anadolu Öğretmen lisesi, 109 öğrencinin Anadolu Lisesi, 91 öğrencinin ise Anadolu meslek lisesini kazandığını söyledi. Sinir, öğrencilerin başarısının altında disiplinli bir çalışma ve büyük bir fedakârlık örneğinin yattığını belirterek, "Kursa büyük çoğunluğu ilçelerden ve kentin varoşlarındaki okullardan maddi durumu iyi olmayan öğrenciler geldi. Öğretmen arkadaşlarımızın karşılıksız, fedakârca öğrencileri için harcadıkları çabalarının karşılığını almaları bizi çok mutlu ediyor. Özellikle dershaneye gitme imkânı olmayan öğrenciler için kursumuz çok faydalı oldu. Önümüzdeki yıl da kursumuzu devam ettirmeyi düşünüyoruz. Öğrencilerin bu başarısının her yıl böyle devam edeceği inancındayız" diye konuştu.

    Hayali gerçek oldu

    Kursa devam ederek Anadolu lisesini kazanan öğrencilerden biri Adnan Okay. Hayatı değişen Okay, "Maddi durumumuz iyi olmadığı için dershaneye gidememiştim. İmdadıma VÖDER yetişti. Bir yıl çok kaliteli ders gördük. Kurstaki öğretmenlerimiz bizimle çok ilgilendi. Bize çok kaliteli kaynaklar verildi. Çok çalıştım, sonuçta hayalimdeki yeri kazandım" dedi.
    Category:
    ��
    9/06/2006 02:18:00 ÖS | Posted in


    Öğrenciler, Milli Eğitim'in dediğini yapın, yaptığını yapmayın!



    Bakanlık, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Güney'i görevden almak için karne değiştiren 'haylazlara' özenmiş. Milli Eğitim yetkilileri, evrakta tahrifat yaparak Güney'i istifa etmiş gibi göstermiş.


    RADİKAL - ANKARA - Öğrencilere dürüst olmayı öğütleyen Milli Eğitim Bakanlığı'nın, bir bürokratı görevden alabilmek için sahtekârlık yapmaktan çekinmediği ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Öner Güney'in 2003 tarihli dilekçesinin, 2005 olarak değiştirilerek görevden alınmasına neden olan 'sahtekârlığı' kabul etti. Çelik, tahrifattan sorumlu tutulan personel genel müdürü Remzi Kaya'nın soruşturulmasına ise izin vermedi.
    Çankaya Köşkü'nün de yanıltılmasına neden olan sahtekârlık, bakanlıkta üst düzey görevlere getirilen bürokratlardan boş kâğıda imza attırılması uygulamasıyla başladı. 2003'te Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü görevine getirilen Güney de dilekçe şekline dönüştürülebilecek boş kâğıda imza attı. Güney, 2005'e gelindiğinde Çelik tarafından önce genel müdürlük unvanını üstünde taşımak şartıyla görevinden uzaklaştırılarak bakanlık müşavirliğine verildi, daha sonra da 'genel müdürlük' unvanı alınmak istendi. Bu doğrultuda Güney, 2005 Ağustos ayında Çankaya'ya gönderilen kararnameyle genel müdürlükten alınarak uzman yapıldı.
    Dava açtı görevine döndü
    Kararnameyle görevden alınan Güney, genel müdürlüğe dönmek için mahkemeye başvurdu ve haklı bulundu. Mahkeme kararıyla görevine dönen Güney ikinci bir dava açarak Bakanlığın kendisinin görevden alınması sırasında evrakta sahtekârlık yaptığını savundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuran Güney, 2003'te verdiği 30 Temmuz 2003 tarihli imzalı boş dilekçenin yıl kısmındaki '2003' rakamının '2005' olarak değiştirildiğini iddia etti, bu tahrifattan sorumlu tuttuğu personel genel müdürü Remzi Kaya hakkında suç duyurusunda bulundu.
    Cumhuriyet Başsavcılığı, Güney'in başvurusu doğrultusunda, dilekçede tahrifat yapılıp yapılmadığının anlaşılması için Çelik'ten, personel genel müdürü Kaya için soruşturulma izni istedi. Bunun üzerine dilekçeyi incelemeye aldırtan Çelik, savcılığa bir yazı göndererek sahtekârlığı kabul etti ancak Kaya'nın suçsuz olduğunu savundu.
    Çelik yazıda, şu ifadelere yer verdi: "Öner Güney'e ait dilekçenin tarih kısmının yıl hanesinde bulunan '2005' rakamının birler basamağında evvelce yer alan bir rakamın '5' olarak değiştirildiği anlaşılmakla birlikte bunu personel genel Müdürü Remzi Kaya'nın yaptığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılmadığından soruşturma izni verilmemesine karar verilmiştir.
    Category:
    ��
    9/02/2006 11:51:00 ÖÖ | Posted in
    2006 2007 ders yılının başlaması nedeniyle hepimize başarılar dilerim. Karşılaşacağınız sorunları, bilgilerinizi, düşüncelerinizi ve hatta tasarımlarınızı paylaşmak isterseniz buraya yazabilirsiniz veya kendi web adresinizi verebilirsiniz. İlla bu, mesleki dalda değil ilgili yandallarda da olabilir hizmet içi kurslara katılan arkadaşlar deneyimlerini paylaşabilirler. Bürokratik alanda olanlar veya bakanlığın değişik birimlerinde çalışanlar da sizlerde önerilerinizi gönderin; belki en iyi siz biliyorsunuz ama kimse bunun farkında değil... buyrun........kolay gelsin.
    Yazan: Hoca
    Category:
    ��
    8/27/2006 12:17:00 ÖS | Posted in
    Diğer dünya ülkelerinde Eğitim sistemleri içerisinde Teknoloji Eğitimi 'nin yeri ve önemi hakkında yayınlarımız da olacağını söylemiştik. DÜNYADA TEKNOLOJİ EĞİTİMİ başlığı altında hepsini topladık.
    • ABD
    • Avustralya
    • İngiltere
    • Fransa
    • Hollanda
    • İsveç
    gibi ülkelerde Teknoloji Eğitimi 'nin yeri ve önemi hakkında sizleri bilgilendirmeye çalıştık. İlerdeki günlerde yine çeşitli ülkelerde kaç üniversitede bu konuyla ilgili eğitim veren ve ihtiyaç duyulan eleman yetiştiren bölüm var onları yayınlayacağız. Belki onlarla ilgili linkleride yayınlarız.
    Category:
    ��
    8/27/2006 12:03:00 ÖS | Posted in
    Hollanda’nın Teknoloji Eğitimi Programı

    Hollanda için teknoloji eğitimi faaliyet planı ilköğretim okulları (bu okullar için öğrenci yaşı 4 ila 12 yaş arası) için 1993-1997 yılları arasında uygulamaya koyuldu. Bu plan Eğitim, Kültür ve Bilim, ve Ekonomi Bakanlıkları tarafından ortaklaşa finanse edildi. Amaç ilköğretim okullarındaki öğrenciler için okul içinde ve okul dışında teknolojinin öneminin farkına varmalarını sağlamaktı. Önemli olan öğrenciye düşüncenin ve faaliyetin (işe dönüştürmenin) birleştirilmesini vermekti.
    Hollanda’da bütün öğrenciler 15 yada 16 yaşına kadar farklı yetenekteki çocuklara eğitim veren “Basisvorming okulları” okullara giderler. Temel eğitimin içeriğinin ne olacağı ulusal ortamlarda tartışılıp müzakere edildikten sonra hazır hale getirilen müfredat program 1998 yılında yayınlandı. Bu programda 15 ana branş üzerinde duruldu ve onlardan biri teknoloji eğitimiydi. Seçilen bu alanlar içinde 5 temel hedef belirlendi. Bunlar;
    • Konulara disiplinli bir şekilde çalışma.
    • Bir görev veya planı yerine getirmeyi öğrenme.
    • Öğrenmeyi öğrenme.
    • Diyalog ve iletişim kurmayı öğrenme.
    • Gelecekte ve öğrenme aşamasında dikkatli düşünmeyi öğrenme

    Teknoloji eğitimi ise 3 farklı perspektiften sunuluyor. Bunlar;

    • Teknoloji ve toplum
    • Teknik ürünler ve sistemler
    • Tasarım ve üretime geçiş

    Mantık ve içerik

    Teknoloji eğitimi programının bütün amacı öğrencilere şu olanakları sağlamaktır; Öğrenciler teknolojinin şu önemli yönleriyle aşina olurlar; teknoloji öğrencilerin teknik kabiliyetlerini geliştirir, kültürleri tanımalarını sağlar ve toplumda kendi fonksiyonlarının yolunu çizebilirler.
    Teknolojinin fonksiyonunu anlarlar ve bilgi edinirler ve onu toplumla ve doğal bilimlerle ilişkilendirirler.
    • Teknoloji uygulamalarında aktif olarak yer almaya başlarlar.
    • İnsan ihtiyaçları için çözümler geliştirirler ve tasarlamayı öğrenirler.
    • Teknolojik ürünleri güvenli bir şekilde nasıl kullanabileceklerini öğrenirler.
    • Teknolojide ilgi ve kabiliyetlerini keşfedecek fırsatlar elde ederler.

    Özel hedefler, teknoloji ve toplum, teknik ürünler ve sistemler, tasarım ve üretime geçiş başlıkları altında düzenlenmiştir.

    Ulusal hedefler

    Teknoloji eğitimi programı eşit fırsatlar sunmalı ve kız ve erkek öğrencilerin her ikisinin de dikkatini çekmelidir.(Huijs 1997, p. 107). İlk düzeyde program alanlara ayrılmamalı fakat doğal bilimler, sanatlar ve araç gereçlerle kaynaştırılmalıdır. İkinci düzeyde öğrenciler kendi alanlarını seçmeliler seçilen bu alan sosyal çalışmalar, bilim dersi ve matematikle kaynaştırılmalıdır. Teknoloji eğitimine orta öğretimin birinci ve ikinci yıllarında haftada 2 saat geri kalan kısımda haftada 180 dk. öğretilmelidir.

    Diğer Gözlemler

    Ulusal testler ortaöğretim programının tamamını vermektedir.
    Category:
    ��
    8/27/2006 11:57:00 ÖÖ | Posted in
    İsveç ’in Teknoloji Eğitimi Programı

    İsveç’te teknoloji eğitiminin karşılığı “teknik” teknikler olarak tanımlanmaktadır. 1994 ‘te yayınlanan ulusal programa göre, teknoloji eğitimi; tekniklerin özünü, pratiklerini, üretimde teknoloji gerçeğini anlamayı, toplumu, fiziksel ortamı ve hayat şartlarını anlamayı amaçlıyor. Teknolojiyi kullanmanın ve kontrol etmenin en önemli ön şartı teknoloji uzmanı olmak.
    Öğrencilerden temel teknik yeteneği başarmaları bekleniyor. Bu yetenek teknik problemlerin çözümlenmesinde fikir, tarihsel perspektif, teknik gelişim rolünün bilinmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, toplumda, tekniklerde ve doğa ortamında ekip çalışması yapan insanlar arasındaki ilişkilerin önemine ve analiz etme yeteneğini geliştirmeye ihtiyaç vardır. Öğrenciler öğrendikleri teknik yolları ve sonuçlarını kullanırlar. Böylece temel değerlerin ahlaki sorularla ele almanın bir yolu belirlenmiş bulunuyor.

    Mantık ve içerik

    İsveç’te teknoloji eğitimi çalışmalarının ilk hedefleri:
    • Tekniklerin insanlar üzerindeki, toplumdaki ve doğadaki etkileri ve teknik kültürün tarihi ve gelişimi için çalışılması
    • Öğrencinin dünya genelinde tekniklerin bilincinde olma konusunda kendini geliştirmesi.
    • Beşeri varlıklarda, toplumda ve doğada farklı tekniklerin seçilmesinin etkileri üzerinde düşünüp taşınılması ve değerlendirme yapılması.
    • Uygulamalı konular için teknikleri kullanma ve yapısal teknik bilgilerini yenileme.
    • Teknik problemleri çözmek için kendi yeteneklerine güvenme ve teknik alanda ilgi duydukları pozitif alana sahip olma.

    Elde edilen hedefler 5. ve 9. sınıf sonunda öğrencilerin öğrendiklerini bu yollarla tanımladıklarını ifade ediyor. Bu hedeflerin birleştirilmesi daha çok eğitim ve kariyer hakkında yapılan tercihler için bir kaynak sağlıyor.
    İlk olarak öğretilen metotlar keşfetmeyi ve pratik çalışmayı vurguluyor. Öğrenciler gözlemlemede, planlamada, yapımda ve değerlendirmede testlerle meşgul ediliyor.


    Ulusal hedefler

    Teknikler ortaöğretimin ilk ve ikinci kademesinin her ikisinde de öğretiliyor. Teknoloji bilim, tarih ve sosyal bilimlerle birleştirilerek kız ve erkek öğrencilerin her ikisine de sunuluyor. Öğretilen teknikler;
    • Tarihsel ve ulusal bir görüş için tekniklerin doğa, toplum ve bireyler üzerindeki etkileri ile ilgili bakış açısının geliştirilmesi teşvik edilmeli.
    • İnsanlar, teknikler ve doğa arasındaki etkileşim sergilenmeli.
    • Teknik değişimler ve kontrol bir amaç taşımalı.
    • Parça-sistem görüşü sunulmalı.
    • Problemlerin belirlenmesi ve çözümü için bir çalışma ortamı bulunmalı.

    Diğer Gözlemler

    Program belgelerinde teknik kültürün bir kanıtının gösterilmesi çoğunlukla pratik çalışma esnasında elde edilen teknik ustalığa dayandırılıyor. Geçerli olan teknolojik gelişme geçmişteki doğrulardan daha çok bilimsel araştırma ve sistematik gelişmeye dayandırılıyor. Ve bu dayanak okul programına yansıtılıyor.
    Category:
    ��
    8/27/2006 11:52:00 ÖÖ | Posted in
    Avustralya’nın Teknoloji Eğitimi Programı

    Avustralya’da teknoloji eğitimi okullarda öğretilen sekiz alandan biridir. Teknoloji eğitimi kendi içinde dört alana bölünmüş durumda. Bu alanlar;
    1- Tasarlama, yapım, değerlendirme
    2- Bilgi
    3- Materyaller- malzemeler
    4- Sistemler
    Bölümlerde programın izlenmesi, revizyonu ve reformu gibi temellerin birbirine bağlı olduğu düşünülüyor.

    Mantık ve içerik

    Programın dayandırıldığı mantık insanların her gün teknolojiyle karşılaşmalarıdır. Bu yüzden insanlar teknoloji hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar.
    Ulusal hedefler

    Genel olarak amaç; toplumun soysal ihtiyaçlarına ekonomik çıkarlarına ve güncel hayatına cevap vermektir. Ayrıca öğrencilerin yeteneklerinin ortaya çıkarılmasını sağlamak onların gelecekteki istihdam ve hayatlarının diğer yönlerine ayak uydurmada son derece iyi uyum sağlama yeteneği ve çeşitlilik kazandırmaktır. Bu, öğrencilerin gelişimi için şu becerileri sağlar:

    • Problem çözme ve analiz etme becerileri
    • Bilgi işleme ve bilgisayar kullanma becerileri
    • Bilimsel ve teknolojik yeteneklerin gelişmesiyle birlikte, toplumda teknoloji ve bilimin yerinin kavranması
    • Evrensel ortamın dengeli bir şekilde gelişmesinin öneminin kavranması
    • Ahlaki, etik ve sosyal adalet konularında karar verme yeteneğinin kazanılması

    Teknolojinin Önemi

    Teknoloji çalışmaları süreci içerisinde insanların daha fazla yenilikçi, bilgili, yetenekli, kolay uyum sağlayan ve girişken olacakları kesindir. Bu insanlara şunları sağlayacaktır;
    • Olaylara ciddi başarılı bir şekilde cevap vermek
    • Fikir üretme ve uygulama yolları oluşturmak
    • Sonuçların değerlendirilmesi esnasında fikirleri de değiştirmek
    • Toplumun gereksinimlerine yeni çözümler bulmak
    • Yöntemlerin ve ürünlerin tasarımında yoğunlaşmak
    • Bir bilgiye ulaşma yolunda belirsizliklerle ilgilenmek
    • Çok yönlü gruplarda işbirliği yapmak
    • Farklı kültürlerden anlamak
    • Hayatları boyunca öğrenmek
    • Yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası ağları kullanmak

    Uygulamalı hedefler

    Teknoloji eğitimi çalışmanın belirgin sekiz alanından biri olarak çalışmanın içinde bulunuyor. Bu sekiz alan;
    Category:
    ��
    8/27/2006 11:44:00 ÖÖ | Posted in
    Fransa’nın Teknoloji Eğitimi Programı

    Teknoloji eğitimi orta öğretimin ilk düzeylerindeki öğrencilere (11-15 yaş arası) 4 yıl süre ile verilmesi zorunlu bir derstir. Çalışma esnasında grup düzeyleri için sadece ayrıntılı bir program bulunuyor. (11-12 yaş arası uyum sağlama düzeyi) (12-13 yaş arası 1.ana düzey) (13-14 yaş arası 2. ana düzey) (14-15 yaş arası yön belirleme düzeyi) son düzeyde özel bir plan yer almamaktadır.

    Mantık ve içerik

    Teknoloji eğitimi, teknolojinin toplum ve toplumun kültürü üzerindeki etkileri olan iş, üretim ve insan ihtiyaçları arasındaki bağlantıları aydınlatmayı amaçlıyor.
    Teknoloji çalışmaları yapılması esnasında öğrenciler becerilerini ve teknik-ustalık uygulamalarını yapmak zorundalar. Bu beceriler çalışmanın işlemesi açısından zenginlik getirecektir. Özellikle teknoloji eğitimi öğrencilere şu fırsatları sağlar.
    • Teknik sistemlerden haberdar olurlar ve onları kullanarak gerçekleştirirler.
    • Disiplinli bir şekilde dili doğru kullanmayı öğrenirler.
    • Teknolojinin özel yöntemlerinden haberdar olurlar.
    • Özel bir problem için farklı bir çözüm yolu bulabilirler.
    • Mantıklı yollarla kontrol sistemlerini ve donanımı kullanırlar. Bunu yaparken ergonomik kuralları ve güvenlik önlemlerini takip ederler.
    • Gelişmeyi, farklı üretim yollarını, problemleri ve teknik çözümleri gözlemlerler.
    • Duygusal engeller olmaksızın teknolojik dünyada ciddi bir yer alırlar ve bu dünyaya katılırlar.

    İlköğretim okullarında basit mekanizmalar, elektrik planları, enerji üretimi ve genel üretim yolları gibi konular öğretilir. Öğrenciler küçük projelerle meşgul olurlar ve bu projeleri bilgisayarlarla pekiştirirler. Ortaöğretim okullarında üretim, depolama, ihtiyaç analizleri (servis ve üretim aşamasındaki meslekler) gibi meslekler öğretilir. Ayrıca CAD/CAM (Bilgisayar destekli tasarım ve üretim) uygulamaları deneyimlerini de içerir.


    Ulusal hedefler

    Teknolojiyi Fransız diliyle kaynaştırmanın pratik açıdan önemli olduğu düşünülüyor. Bu, teknik terimler, sözcük işlemleri, radyo televizyon reklamları eleştirisi ve bilinçli tüketici olma açısından önemlidir. Fransızca diliyle bilim, sosyal çalışmalar ve bilgisayar okuryazarlığının çok sayıda önemi arasındaki ilişkiler vurgulanmaktadır. Her hafta teknoloji eğitimi için 90 ila 120 dakika arasında süre ayrılmıştır. Teknoloji eğitimi kız ve erkek öğrencilerin her ikisine de verilmektedir.

    Diğer Gözlemler

    Teknoloji eğitimi ilköğretimin ilk kademesinde sınıf öğretmenleriyle veriliyor. İkinci kademesinde ise özel branş öğretmenleri tarafından veriliyor. Çalışma sırasında el çalışması aktiviteleri ve uygulamalar için toplam sürenin 5 ‘te 3 ‘ünün kullanılması amaçlanmış. Teknoloji eğitiminin öğretilmesinde uygun konular ele alınarak hiç ara verilmeksizin ilköğretimden ortaöğretimin sonuna kadar verilme zorunluluğu bulunuyor.

    Category:
    ��
    8/27/2006 11:37:00 ÖÖ | Posted in
    İngiltere’nin Teknoloji Eğitimi Programı

    İngiltere’de ulusal eğitim programı 2000 yılında gözden geçirildi ve program yeniden 3 yıllık bir süre içerisinde zamanla yasal hale getirilecek. Zorunlu eğitim kendi içinde dört temel evreye bölündü. 1. evre (1. ve 2. sınıflar 5-7 yaş arası) 2. evre (3. ve 6. sınıflar 8-11 yaş arası). Bu iki evre; İngilizce, matematik, bilim(fen), tasarım ve teknoloji, bilgi ve iletişim teknolojileri (ICT), tarih, coğrafya, sanat ve tasarım, müzik, fiziksel eğitim(beden eğitimi) derslerinde yoğunlaştırılmıştır. 3. evre (7. ve 9. sınıflar 11-14 yaş arası) 4. evre (10. ve 11. sınıflar 14-16 yaş arası) bu evrelere 1. ve 2. evrelerde verilen derslerin yanı sıra istenilen (seçmeli) bir dil eğitimi, vatandaşlık bilgisi ve modern diller de katılmıştır.

    Mantık ve içerik
    Tasarım ve teknoloji eğitiminin temel mantığı yarının hızla gelişen teknolojisine öğrencilerin katılmaları için gerekli olan hazırlıklara ihtiyaç duyulmasıdır. Öğrenciler aldıkları teknoloji eğitimi sayesinde yaşam kalitelerini geliştirmek için olaylara yaratıcı düşünceleriyle müdahale ederek düşünmeyi öğrenirler. İhtiyaçları istekleri ve fırsatları sayesinde sistemleri ve ürünleri tasarlamak ve oluşturmak için fikirler dizisi geliştirirler. Pratik becerilerini ve bakış açılarını sosyal ve çevre konularıyla birleştirirler, teknoloji ve tasarımın sonucu üzerinde düşünüp değerlendirme yaptıktan sonra sunarlar ve sonuçlarını ve etkilerini kullanırlar. Tasarım ve teknoloji sayesinde ürün kullanıcılarını bilgilendiren yenilikçi ve ürünler hakkında ayırım yapabilen bireyler olarak ortaya çıkarlar. Özellikle öğrencilerdeki etkileri;
    • Geliştirme, planlama ve fikir alışverişi yapma.
    • Kaliteli ürünler için makine, malzeme, donanım ve takımlarla çalışma.
    • Ürünleri ve işlem sırasını değerlendirme.
    • Makine parçalarından ve malzemelerden anlama ve bilgi sahibi olma.

    Özel hedefler her bir üst evreye yükseldikçe daha zor bir hale gelmeye başlar. 4. evre daha çok sistemlerden ve kontrolden anlama ve bilgi sahibi olma gibi hedeflerle desteklenir.

    Ulusal hedefler

    Teknoloji eğitimi okullarda zorunlu derslerden biridir ve kız ve erkek öğrencilerin her ikisine de öğretilmektedir. Zorunlu eğitimin tamamlanması esnasında genel eğitim sertifikasının hak edilmesi için ülke genelinde ulusal bir sınav gerekmekte ve teknoloji eğitimi uygun olan bazı derslerle (bilim(fen), matematik, sanat vb. gibi dersler) birleştirilerek sorumlu hale getirilmiştir.

    Diğer Gözlemler

    Burada 9 beceri düzeyi bulunuyor hiyerarşik olarak diğerlerinden daha zor. Öğrencilerin performanslarının kalitesi çok özel bilgi içermekte. 9. düzeydeki özellikler öğrencilerin performans kaliteleriyle ilgili olduğu için çok dikkat gerektirmektedir.
    Category:
    ��
    8/27/2006 11:20:00 ÖÖ | Posted in
    ABD‘ nin Teknoloji Eğitimi Programı

    Amerika Birleşik Devletleri ’nde farklı ana dersler için ulusal standartlar var. Çalışmanın yapıldığı esnada belli dersler için yürürlüğe bazı standartlar koyuldu. Bu ana dersler İngilizce, dil sanatları, coğrafya, müzik, sanat,sosyal bilimler, yabancı diller, matematik (müfredat ve değerlendirme standartları 1989 dan önce yürürlüğe koyuldu) ve bilim (müfredat ve değerlendirme standartları 1996 da yürürlüğe koyuldu). Son olarak da teknoloji eğitimini geliştirmek için belli standartlar koyuldu. Bu standartlar 2000 ’li yılların başında yürürlüğe koyuldu. “Bütün Amerikalılar için teknoloji”(1) projesi teknoloji eğitiminin araştırılması ve geliştirilmesi açısından son birkaç yıldan beri dikkat çekmeye başladı. 1996 ‘da ilk olarak ifade edilen siyasi belge “Bütün Amerikalılar için teknoloji” olarak adlandırılıyordu. Teknoloji çalışması için “Mantık ve Yapısı” yayınlandı. Bu yayın Birleşmiş Devletler’ de teknoloji eğitimi için bir temel teşkil ediyordu. Bu, teknoloji okuryazarlılığı için bir felsefi dayanak olmaya başladı. Teknoloji çalışmaları için içerik(ITEA 2000) (2). Bu iki belge (1 ve 2) yerel ve genel program planı için tasarlanmıştı.

    Mantık ve içerik

    Birleşik Devletler’de teknoloji eğitimi için temel mantık her vatandaşın teknolojik olarak kültürlü olmaları gerektiğidir. Böylece teknolojik kavramları anlayabilir kullanabilir ve yönetebilirler. Teknoloji insanların yaşamı için yenilik ve kolaylık olarak tanımlanabilir. Teknoloji eğitiminin esası teknolojinin evrenselliklerine yani doğada bulunmalarına dayandırılmaktadır. Bu evrensellikler belirsiz hızlı değişmeye mahkum olan bir çağda teknolojinin önemli ve ebedi olduğunu düşündürüyor. Çalışmanın başlangıcında evrensellikler koşulların, şartların ve bilginin karışımından oluşturulmuştur. Ancak bu evrensellikler Standardların son durumları serbest bırakılarak değiştirilmiştir. (ITEA 2000) Buna rağmen evrensellikler ilk görüşü tanımlamaktadır.




    Ulusal hedefler

    • Teknoloji eğitimi çocuk yuvalarından ilköğretim, ortaöğretim lise ve diğer bütün okullara kadar hepsinde verilmelidir.
    • Teknoloji eğitimi diğer ders konuları ile birleştirilmeli ve özellikle bilim( fen ) ve matematik ile birlikte verilmelidirler.
    • Teknoloji eğitimi her sınıfta zorunlu olmalı kız ve erkek öğrencilerin her ikisine de verilmelidir.
    • Yerel şartlar, kişisel hevesler, kariyer hedefleri ve kabiliyetler teknolojik okur yazarlılığı için programın gelişmesini etkilemelidir.
    En büyük hedef teknolojik okur yazarlılığını öğrencilere hissettirmektir.

    Diğer Gözlemler

    Ulusal Mühendislik Akademisi ve Ulusal Araştırma Topluluğunun çok yetkili ve önemli organizasyonları Standardların geliştirmesinde üstü kapalı olarak yer almaktadır.


    Category:
    ��
    8/19/2006 03:39:00 ÖÖ | Posted in

    Değerli meslekdaşlarım şu anda Anadolu ’nun kimbilir hangi ücra köşesinde, kimbilir hangi camlarını kendi ceplerinizden üç para olan maaşlarınızdan karşıladığınız okulda bizlere öğretilen Atatürk devrimleri doğrultusunda öğretmenlik mesleğinizi yapmaya çalışıyorsunuz. Burada bu gün çok önemli bir konuya değineceğim. Bencileyin altı sene önce emekli olmuş meslekdaşlarımız içerisinde 54 ünü devirmiş biri olarak en yaşlı Endüstriyel Teknoloji Eğitimi Bölümü mezunlarındanım. Geçenlerde fakülteden sınıf arkadaşlarımdan biriyle metroda seyahat ederken karşılaştık. Kısaca birbirimize hal hatır sorduktan sonra nerde çalıştığını sordum. Ben artık (MEB) bakanlıktayım abi, beşevler de falanca şubesi müdürüyüm filanca bloktayım yanıma uğrada uzun uzun sohbet edelim dedi. Daha sonra bir gün yanına uğradım. Bu kardeşimizi esasında bir çoğunuz kitaplarından tanıyorsunuz. Dersimizin kitap yazarlarından. Her neyse üç beş hasbıhalden sonra ikram ettiği çaylarımızı içerken önüme bir deste kağıt tomarı koydu. Abi bak bizim yeni ders programı incele dedi. Nerden bulduğunu sordum. İnternetten indirdim dedi. Adresini de verdi sende indirebilirsin dedi. Ben programı incelerken o programın içeriğini kısaca özet olarak anlattı. Ben şaşkınlıkla dinlerken de programı hazırlayanlara bak. Dersin kitabı da yok artık dedi. Nasıl yani derken basbayağı dersin adının değiştirildiğini ve kitabın da kaldırıldığını söyledi. Hele örnek projeleri görsen gülmekten ölürsün dedi. Burada vurgulamak isterim. Bu arkadaşımla benim siyasi görüşlerimiz taban tabana zıt. Ve ilk defa iki ayrı siyasi görüş sahibi birileri olarak aynı noktada birleştiğimizi gördüm.
    Şimdi efendim kısaca konumuza gelelim. Dersimizin adı aşağıda görüldüğü gibi sırasıyla yıllar boyunca gelen iktidarlarca değiştirilmiştir;

    • İş Bilgisi,
    • İş ve Teknik Eğitim
    • İş Eğitimi
    • Endüstriyel Teknoloji Eğitimi

      Şimdi de sıkı durun ;
    • TEKNOLOJİ VE TASARIM

    Ne kadar güzel ve de şık bir ad. Buraya kadar ne var bunda diyorsunuzdur. Arkadaşlar u y a n ı n……………..!

    Bu ders programını kim hazırladı? Cevap MEB, peki Hazırlayan komisyon başkanı ve üyeler bizim bölüm mezunlarımı? HAYIR, Peki hiç değilse üyeler arasında bizim bölümden veya fakülteden bir akademisyen var mı? Yine HAYIR, Peki bizim bölümdeki akademisyenlere danışmışlar mı? HAYIR, onları yine her zaman olduğu gibi adam yerine koymayıp yok saymışlar. Şimdi daha ilginç ve de trajikomik ama maalesef gerçek bir şey söyleyeceğim. Dersimizin programını hazırlayan Kişi Hacettepe Üniversitesinde görev yapan bir BİYOLOJİ DOKTORU, bu vatandaş aynı zamanda komisyon başkanı. Doç. Dr. Falan FİLAN. Diğer komisyon üyelerini de artık anlatmama gerek yok sanırım anlamışsınızdır. Bizim bölüm mezunu birkaç kardeşimiz ki kendi dönemlerinde mezun olanların en başarılı öğrenciler olduğunu zikrediyorlar. Bizim dersin adını taşıyan bir (forum) web sitesi kurmuşlar. Burada da şişinerek dersin yeni adından ve yeni programdan sevinçle bahsediyorlar. Bende dayanamayıp işin gerçeğini anlatan bir mail göndererek onları kınamışdım. Her önlerine konanı ne olduğunu sorgulamadan neden yediklerini sormuşdum. Niye tepki vermediklerini ve sessiz kalıp bu duruma göz yumduklarını falan filan. Gelen cevap “ne yapabiliriz ki? Siz hem bizi hangi cesaretle kınıyorsunuz? Madem öyle siz bir şeyler yapında görelim” Oldu. Çok üzüldüm. Onlara kızmıyorum, çünkü onların kabahati yok. Yeni nesil gençlik de gördüğüm durum vahim. Ne yazık ki görüyorum ki bu güne kadar iktidara gelen sermayenin partileri amaçlarına ulaşmışlar. Yok sayılacak içi boşaltılmış bir eğitim sistemi. Tabi ki Köy Enistitülerini kaldıran da bu aynı zihniyet. Kaldı ki onlar için en tehlikeli ders bizim dersimiz. Gözünüz aydın artık eskiden bizim dersimize yeterli öğretmen kadroları olmadığı için resim ve ev ekonomisi öğretmenleri giriyorlardı. Artık bizlere ihtiyaçları kalmadı. Çünkü bizim dersleri artık fen hocaları ve endüstri ürünleri tasarımı mezunları da verecek. Belki iki yıllık meslek yüksek okulu mezunları (branş önemli değil) yani röntgenci falan da olabilir. Nasıl olsa projeleride (GIRGIR dergisinden araklamışlar) ZİHNİ SİNİR projeleri ya fark etmez.
    Biz hiç değilse bir dernek kurmuştuk. Kısıtlı ve de duyarsız üyeler gibi nedenlerle (parasızlıktan) dernek geçenlerde kapanmış. Sahip çıkılmamış çok üzüldüm. Çok emek vermiştik ve çok güzel işler yapmıştık. Şimdiki bizim mezunlarla ilgili kararnamelerin çıkması için çok uğraşmıştık. Ama şimdiki imkanlar daha iyi internet denen müthiş bir iletişim aracı var. Şimdi mezun sayısı seksenlere oranla daha fazla. Birleşirsek sesimizi daha iyi duyurabiliriz topluma. Hepinize sesleniyorum duyarsız kalmayın “Susma sustukça bir gün sıra size de gelecek.” Sloganı ne yazık ki bu gün gerçek olmuş durumda. Bahsi geçen meşhur ders programını ve de anlattıklarımın doğru olup olmadığını merak edenler buradan indirebilirler. Hepinizi bu platform da toplanmaya çağırıyorum. Bana bu platform aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Yorumlarınızı bırakabilir ve e-mail gönderebilirsiniz. Yorumlarınız aynen yayınlanacaktır.

    Yazan: İhtiyar


    Category:
    ��
    8/18/2006 02:44:00 ÖÖ | Posted in
    Teknolojinin birey ve toplum üzerindeki en önemli etkisi, bunların yaşam biçimlerine, yani kültürlerine ilişkindir. Birey- çevre etkileşim ve uyumunda, bilim ve teknoloji değişen değerlerden önce gelmektedir. Günümüzde artık teknoloji kültürü, değerler kültürünü belirleyen, onu denetim altında tutan en önemli etmenlerden birisi durumundadır. Böylece, bireyin etkileşim içinde bulunduğu teknolojik kültürle uyumlaştırılması, aynı zamanda onun toplumsal uyumuna temel olmaktadır. Eş deyişle, bireylerin hızlı teknolojik gelişmelerle, giderek karmaşıklaşan toplum yaşamına ayak uydurabilmeleri için, çağdaş bilgi, beceri ve tutumlarla donatılmaları gerekmektedir. Bu ise, her bireyin, teknolojik gelişmelerin öngördüğü yeterlikleri kazandırabilecek bir eğitime tutulmasıyla olanaklıdır.
    Teknolojik anlamdaki kültürel çevreye uyumun formal eğitim sürecindeki başlıca araçlarından birisi, teknoloji eğitimidir. Bu eğitimde önemli olan, teknolojinin güncel uygulamalarına ağırlık vererek, bugün ile gelecek arasında köprü oluşturmaktır.
    Eğitim sürecinin en önemli amacı, bireyi, içinde bulunduğu kültürel çevreye uyum yeteneği kazandıracak yeterliklerle donatarak, onu üretken kılmaktır. Teknoloji eğitimi (TE) kavramını da teknoloji kültürünü bireye kazandırma özelliği nedeniyle, doğrudan bu amaca yönelik olarak düşünmek gerekmektedir. Çünkü, teknoloji, mal ve hizmet üretmek amacıyla eldeki bilgi ve tekniklerin kullanılması; TE ise, teknolojik bir ortam içinde yer alan bireye gerekli bilgi, beceri ve tutumsal yeterliklerin kazandırılmasıdır. TE yoluyla öğrenci, onu anlamayı, kullanmayı ve denetimi altına almayı öğrenmektedir. Böylece, söz konusu eğitim, doğrudan teknoloji kültürüyle ilgilidir ve bireyin bu kültürle bütünleştirilmesine hizmet etmektedir. Anılan genel yaklaşımdan yola çıkarak ortaya konulacak içerik ise, izlenen eğitim paradigmaları bağlamında, durum ve koşullara göre değişmektedir.
    Teknoloji eğitiminde ağırlıklı olarak kullanılan yöntemler, problem çözme ve proje yöntemleridir. Öğrenciyi karşılaştığı sorunların üstesinden gelmek için araştırmaya, bilgiyi kullanmaya ve uygun çözümler üretmeye yönelten bu eğitimde izlenen yaklaşım; bireyin çevresindeki teknolojik olanakları ve onun boyutlarını tanıma, anlama, bunlardan yararlanma ve geliştirmesini sağlamaktır. Bu bakımdan, bir anlamda TE, meslekî ve teknik eğitimin genel eğitim içindeki boyutunu oluşturmaktadır. TE, genel eğitimin başlıca bileşenlerinden birisi olarak belli bir meslek alanıyla sınırlı değil tersine, çok daha geniş kapsamlıdır. Bu bakış içinde anılan eğitimi, öncelikle, genel nitelikteki belli başlı temel teknolojik süreçlerin bilgi ve becerilerini kazandırmayı amaçlayan bir eğitim türü olarak, bireye ortak davranışların kazandırıldığı ilköğretim süreci içinde düşünmek gerekmektedir.
    Onbeşinci Millî Eğitim Şûrası hazırlık çalışmaları arasında yer alan İlköğretim Yönlendirme Komisyonu Raporunda da belirtildiği gibi; TE, bireylerin hızlı teknolojik gelişmelerle giderek karmaşıklaşan toplum yaşamına ayak uydurabilmeleri için, çağdaş bilgi ve becerilerle donatılmaları gereğinin doğal bir sonucu olmak gerekir. Bu anlayış içinde, her bireyin nitelikli bir temel eğitimden geçirilmesi gerektiği açıktır. Endüstrileşme sürecini yaşayan bir toplumda yer alan bireyler için gerekli olan temel davranışları kazandırmada TE, ilköğretim programının ana bileşenlerinden birisi olmak durumundadır. Sonuçta, anılan eğitim, bireyi içinde yaşadığı toplumun eriştiği bilgi ve beceri birikimine koşut temel yeterliklerle donatırken; bu yolla, bir ölçüde de olsa bireyin, çalışma yaşamını tanıma ve geleceğe ilişkin meslekî yönelimlerde bulunmasını sağlama işgörülerini de üstlenmektedir.
    Bu anlayış içinde, Alkan ve arkadaşlarına göre, TE, meslekî ve teknik eğitime geçişinde temel aşamalarından birisidir. Çünkü, meslekî ve teknik eğitim özünde; teknoloji eğitimi, mesleğe hazırlık eğitimi ve işbaşı eğitimi olmak üzere birbirine dayalı üç ayrı aşamadan oluşmaktadır. Bunlardan TE, bireyin meslek seçimi öncesinde iş dünyasını tanıma, ilgi duyduğu meslek dallarında temel özellikte kimi yaşantılar kazanarak daha bilinçli biçimde meslek seçimine yönelme gibi özellikleriyle çoğu gelişmiş ülke eğitim programları arasında yer almaktadır.
    Feyzi ULUĞ - İlköğretimde Teknoloji Eğitimi

    Bu makaleyi bir yerlerde okumuş ve de kopyalamıştık. Feyzi Uluğ mezunlarımızdan olan bir kardeşimizdir. Kendisine ulaşıp iznini alamadan bu yazısını yayınladığımız için özür dileriz. Fakat Endüstriyel Teknoloji Eğitimi 'nin bu kadar güzel anlatıldığı bu yazısınıda yayınlamaktan kendimizi alamadık.

    ��
    8/18/2006 01:41:00 ÖÖ | Posted in
    Burası G.Ü.Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi, Endüstriyel Teknoloji Eğitimi Bölümü Mezunlarının buluştuğu yer olacaktır. Diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de olması gereken, sınav çilesi olmayan gerçek eğitim sistemleri örneklerle anlatılacak. Bunun için de bu güne kadar ne siyasi partilerin, nede iktidarların oluşturmadıkları olması gereken ulusal eğitim politikası 'nın ne olması gerektiği alatılacaktır. Artık halkın uyutulduğu, eğitim sisteminin siyasi partilerin kadrolaşma aracı olarak gördükleri bir kurum olmaktan çıkmasının zamanı çoktan geldi de geçiyor artık. Eğitim sisteminin yönetildiği bir kurum olan MEB artık özerk olmalı. Her iktidara gelen siyasi partinin el atıp hallaç pamuğu gibi atıp yerle bir ettiği, kadrolaşma uğruna ehliyetsiz vede alakasız mesleklere sahip (imam gibi) insanların doldurulduğu bir kurum olmamalı artık. Anayasada belirtildiği gibi eğitimde fırsat eşitliği ilkesine uyulmalı. Parası olanın istediği okula girdiği bir ülke istemiyoruz. Okumak İsteyen her türk vatandaşına istediği okulu okuma hakkının anayasada verilmiş olmasına rağmen maalesef şu anki sistem tam tersine işliyor nedense. Bu sene 1900 lise birincisinin sırf dersaneye gidememesi nedeniyle hiç bir üniversiteye giremediğini biliyormuydunuz? Diğer dünya ülkelerinin hiç birinde böyle bir sistem yok. İsteyen istediği branşla ilgili eğitim veren üniversiteye sınavsız giriyor ve okuyor. Kimi ülkelerde üniversiteler paralı veya parasız. Ya da her ikiside var. Her neyse biz burda diğer dünya ülkelerinin sınavsız eğitim sistemlerini örneklerle anlatacağız. Hangi ülkede nasıl bir eğitim sistemi uygulanıyor tek tek anlatacağız.
    Category:
    ��